Augsburg
Alevi Haci Bektasi
Veli Dernegi e.V.
“Şerefsizin önünde boyun eğip zillet içinde yaşmaktansa, şerefim ile ölmeyi tercih ederim” Rahmet nuru Hz. İmam Hüseyin´in dediği gibi. İmam-ı Hüseyin tamamen kendi gönlü ve iradesi ile, dünya tarihinde hiç bir Peygamber´in göze alamadığı ve almaya cesaret edemediği, bu çetin ve kazanılması imkansız olan Kerbela imtihanını tam bir başarı ile vermiştir. Bu davanın peşini bırakmadan sonuna kadar sürdürmüş ve imtihanı umulduğundan da daha bir yüksek seviyede kazanmıştır. Yeryüzü şehitlerinin serdarı olmuş ve Cenabı Hakk´ın yanında en yüksek makama, en yüksek mertebeye erişmiştir. İmam Hüseyin bizlere Hakk ve hakikat yolunun cesaretle, onur ile, zalime boyun eğmeden ve mertçe nasıl çizildiğini göstermiştir.. İmam-ı Hüseyin´in maksadı savaş kazanmak değil, gerçekleri meydana çıkarmak ve koymaktı. Eğer İmam-ı Hüseyin Kerbela´da şehit olmasaydı, Hakk´ın ismini kimler anıp, Ehlibeyt´e kim gönül verebilirdi. Yaradana ikrarından dönmemiş, evladını, sevdiklerini ve kendi canını Hakk yolu için kurban etmiştir. . İmam-ı Hüseyin´i anmak ve onun ismini rahmetle anıp gönüllerimize yerleştirmek, ibadetlerin en büyüğü ve en kutsalıdır.
Kerbela Çöllerinde İmam Hüseyin
Muhammed´in sancağını elinde,
Tutar Kerbela´da İmam Hüseyin.
Allah Allah deyip Şah´ın nağrasın,
Atar Kerbela´da İmam-ı Hüseyin.
Ok saplanmış bedenine serine,
Kılıç değmiş bedenin her yerine,
Kanlı yezidleri biri birine,
Katar Kerbela´da İmam Hüseyin.
Akar gözlerinden yaşlar sel gibi,
Sürer Zülcenah´ı esen yel gibi,
Her yıl Muharrem´de kızıl gül gibi,
Biter Kerbela´da İmam Hüseyin.
Vücudu belendi kızıl kanlara,
Pir seçildi erenlere canlara,
Şefaat etmek için inananlara,
Yeter Kerbela´da İmam Hüseyin.
Dağlar seda verir ahu zarıma,
Özüm çektim ol pirimin darına,
Çektiği acılar her gün bağrıma,
Batar Kerbela´da İmam Hüseyin.
Hakk emrine boyun büktüklerinden,
Gözlerinden yaşlar dökdüklerinden,
Bütün nebiylerin çektiklerinden,
Beter Kerbela´da İmam Hüseyin.
Ağlarım ağlarım gözyaşım silip,
Derdimi paylaşsam o dostu bulup,
Her gün gözlerimin önüne gelip,
Tüter Kerbela´da İmam Hüseyin.
Komşu yaptı erenleri kırkları,
Zaten birbirinden yoktur farkları,
Boğazına düğümlenen hıçkırıkları,
Yutar Kerbela´da İmam Hüseyin.
Mekan kurdu Kerbela´nın çölüne,
Göğüs gerdi binbir türlü zulüme,
Bülbül olup konmuş cennet gülüne,
Öter Kerbela´da İmam Hüseyin.
Kanlı Yezid sarmış dört bir yanını,
Oluk oluk akıttılar kanını,
Hakk aşkına sevenlerle canını,
Satar Kerbela´da İmam Hüseyin.
ALİ SEFA´m der ki Şah´ım Şah´ına,
Kurban olam yere düşen kanına,
Yetmişüç masumu almış yanına,
Yatar Kerbela´da İmam Hüseyin.
Ey Cenabı Hakk´ın Kudret nurunu, Velayet nurunu, Hidayet nurunu, İnayet nurunu ve Rahmet nurunu bağrında taşıyan, Cenabı Hakk´ın tüm nurlarının ana kaynağı, başımızın tacı, gönlümüzün sultanı, Hakk Muhammed Ali yolumuzun nurlu meşalesi. Ya İmam Hüseyin´imiz, sana canlarımızı kurban eylemeye, ruhlarımızı feda eylemeye, kalplerimizi teslim eylemeye, gönüllerimizi nuruna belemeye geldik. Sana canımız, ruhumuz, kalbimiz, gönlümüz, bütün benliğimiz feda olsun. Kerbela´da dökülen her damlası mübarek ve kutsal olan kanın ile kalplerimize Velayet nurunu, gönüllerimize Hidayet nurunu, sinelerimize Nübüvvet nurunu, yüreklerimize İnayet nurunu, bağırlarımıza Rahmet nurunu, canlarımıza İmamet nurunu, ruhlarımıza Kudret nuru taşıdın. Hakk Teala ile bütünleşmemize, Cenabı Hakk´a ve hakikate teslim olmamıza vesile önder ve rehber oldun. Sana ve senin evladı eyaline, seninle kanlı Kerbela´da, Hz. Allah yolunda şehit olan tüm canlarımıza salat selam ve rahmet dileklerimizi iletiyoruz. Senin nurlu ve Kudret Kandili ile ve şehit kanlarıyla aydınlattığın Hakk ve hakikat yolunda topal karınca misali ilerleyip, rahmet kapına geldik. Tekbirlenmiş kurbanlar misali sana kurban olmaya geldik. İki cihanda da sana ve senin yoluna hizmet etmeyi kendimize büyük vazife ve şeref sayıyoruz. Sonsuza kadar sizlerin izinizde yürümek için Cenabı Hakk´ın huzurunda Tevella ve Teberra ikrarı verdik. Sana daima dost olmaya, dost kalmaya ve hizmet etmeye geldik. Hz. Şah-ı Merdan İmam-ı Emirülmü´minin Hz. Aliyül Mürteza talip, Hz. Muhammed Mustafa ümmet, Hz. Fatıma-tı Zehra Anne´miz evlat ve Hz. Hasan-ı Mücteba efendimiz muhip olarak bizleri kabul ettiler. İnşallah sen de bizleri kapında dost ve yol evladın olarak kabul edersin. Kerbela şehitlerimizin mübarek hatırı şerifleri hürmeti hakkı için kapına geldik. Senden arzu ve dilekleğimiz aşk-ı niyazlarımız budur. Arzu ve dileklerimizi İstanbul´da şehit olan iki masum yavruların Hz. Seyit Ali Hüseyin´in ve Hz. Sakine Anne´nin hürmeti hakkı için kabul eyle. Sana yalvararak açtığımız ellerimizi geri çevirme (Allah Allah).